Akademik literatürde Afrika “Kara Kıta” olarak adlandırılmakta. Bu niteleme haksız ve bir o kadar da bu nitelemeyi yapanların bakış açılarını ortaya koyan bir içeriğe sahip.

Akademik literatürde Afrika “Kara Kıta” olarak adlandırılmakta. Bu niteleme haksız ve bir o kadar da bu nitelemeyi yapanların bakış açılarını ortaya koyan bir içeriğe sahip. Afrika yüzyıllar boyunca sahip olduğu her tür zenginliğin acımasızca sömürüldüğü bir kıta olmuştur. Böyle olunca da ne kendi imkânlarını kullanarak ekonomik açıdan müreffeh ve politik açıdan istikrarlı sistemler ne de güven inşa edebilmiş toplumlar meydana gelebilmiştir. Başka bir anlatımla hem ekonomik kalkınmayı sağlayacak yer altı ve yer üstü kaynakları kıta dışına çıkarılmış hem de böylesi bir kalkınmayı mümkün kılacak eğitimli insanlar yetişememiş; daha doğrusu bunu sağlayacak bir eğitim sistemi kurulamamıştır. Dolayısıyla bu açıdan bakıldığında Afrika için haksız bir şekilde kullanılan “Kara Kıta” ifadesi Türkçe’deki bir deyim hatırlandığında Afrika’nın gerçeğini anlatır bir mahiyete bürünür. “Kara Kıta” ve “Kara baht” ifadelerinin anlam ilişkisi yüzyıllardır Afrika’nın yaşadıklarını ironik bir şekilde bizlere göstermektedir.
Bu nedenle gerek Afrika’nın ve Afrika uluslarının tarihini, yaşadıklarını, sorunlarını gerekse de bu sorunlara ortaya çıkaran nedenleri ve bunların nasıl aşılabileceğini ortaya koyacak çalışmalar Afrika kıtası ve bu kıtayla ilişkili olan coğrafyalar açısından son derece önemli olacaktır.
Afrika’da Eğitim Kalkınma ve İstihdam başlıklı bu kitap, yukarıda bahsedilen ihtiyaca ve gerekliliğe yönelik yapılmış bir çalışmanın kitaplaşmış halidir. Seçilmiş ülke örneklerinden hareketle önce ülkeler düzeyinde sonra da kıtasal düzeyde ekonomik kalkınma sorununu ele alan kitap, nihayetinde kalkınmanın bir eğitim sorunu olmasından hareketle kalkınma ve eğitim ilişkilerini incelemektedir. Genel olarak bakıldığında teknik nitelikli bir çalışma olmasına rağmen, Afrika’da yaşanagelen en önemli sorunlardan birisini ele alması ve bu noktada temel bir çerçeve ortaya koyması açısından kitabın dikkate değer bir öneme sahip olduğunu söylemek mümkündür.
Bahse konu soruna ilişkin elinizdeki bu kitap, Medeniyet Sosyal ve Beşeri Araştırmalar Merkezi (MESBAM)’nin ilk serisi olarak sizlere merhaba diyor. “Medeniyet Sosyal ve Beşeri Araştırmalar Merkezi”, 2018 yılında Medeniyetin Burçları Derneği bünyesinde çalışmalarına başlamıştır.
Son yıllarda ülkemizin tarihi ve kültürel kimliği ile barışma ve kendini tarihsel süreklilik içinde yeniden oluşturma çabaları minvalinde iktisat, yönetim, siyaset, ilahiyat, medeniyet vb. alanlarda derin ve nitelikli yeni okumalara, anlama ve yorumlara duyulan ihtiyaç açıktır. Bu doğrultuda Merkez, siyasal, ekonomik ve idari değişimleri ülkemizin sahip olduğu derin kültürel mirasla etkileşim çerçevesinde anlamayı, yeni alternatif modeller sunmayı ve yönlendirme faaliyetleri düzenlemeyi; dünyanın yöneldiği mecrayı bilerek ülkemizdeki kültürel, ekonomik ve siyasal birikimin artması için gerekli olan entelektüel çabaya katkı sağlamayı amaçlarındandır. Bu bağlamda, Selçuklu ve Osmanlı’nın ve bugün de Türkiye’nin hoş sedasının etkili olduğu coğrafi ve kültürel havzalarda; Türki Cumhuriyetler, Afrika, Ortadoğu, Uzak Asya ve Balkanlar’da yerel ve bölgesel düzeyde yönetim, siyaset, kültür, iktisat ve ilahiyat vb. alanlarda etkinlikler düzenlemek ve yapılan etkinliklere katılmak, bu bölgelerde mevcut bilgi paylaşımına dahil olmak ve sorunların müzakere edilmesine katkıda bulunmak Merkezin önemli hedefleri arasında yer almaktadır.
Merkez ayrıca medeniyetler ve uygarlık tarihi ile ilgili değişik dillerde yayınlanan kitap, bilgi, belge, resim, belgesel ve filmleri içeren çeviriler yapmak ve bunları muhafaza ederek gelecek nesillerin istifadesine sunma; Balkanlar, Ortadoğu, Türk Dünyası, Afrika ve Uzak Asya coğrafyasında medeniyetler ile alakalı araştırmalar yapan merkezler ile bağlantılar kurarak bilgi ve tecrübe paylaşımında bulunma amaçlarına matuf çalışmalar da yapmaktadır. Bu doğrultuda Merkez, farklı disiplinlerden, 100’ü aşkın akademisyen, doktora ve yüksek lisans öğrencisine destek vermektedir.
MESBAM’ın, nihai amaçlarından birisi de, geleceklerini ‘Türkiye’de ve ‘Türkçe’de arayan uluslararası öğrenci kardeşlerimizin akademik çalışmalarına her türlü desteği sağlayarak, mezuniyet sonrası kendi ülkelerinde, farklı ülkelerde eğitim alarak rekabete girmiş olan akranlarıyla her alanda hem rekabet edebilecek hem de kendi ülkelerinin kalkınması açısından işbirliği edebilecek artı değeri oluşturabilmelerini sağlamak ve nihai olarak da Türkiye ile kalıcı, nitelikli, sürdürülebilir ilişkiler geliştirmelerine katkı verebilmelerini sağlamaktır.
Bu vesileyle, Uluslararası Öğrencilerle bizleri tanıştıran, Türkiye’nin kurumsal anlamda önemli dış politika aktörlerinden birisi olan “Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı”na (YTB), araştırmacılarımızdan olan Ahmed İbrahim Nageye’ye, MESBAM Başkanı Prof.Dr. Hakkı Büyükbaş’a, yönetimimize ve kitabın basımında maddi manevi desteklerinden dolayı Melikgazi Belediye Başkanı Sayın Dr. Menduh Büyükkılıç’a teşekkürlerimizi sunar, bu çalışmanın hayırlara vesile olmasını temenni ederiz.